Hikâyenin ortasından başlamaktı oysa yaşamak, doğduğunuz aile koşullara bağlı olarak onların şartları ve sınırları altındaki varolabilme çabası. Herkes özgür doğar yalanı burada başlar. Öncekilerin başarısızlığı da başarısı da sizi ve bir sonrakini etkiler. Ama yine de herkes doğar. Özgürlük bu noktada her şeyi yapabilme değildir, her şeye rağmen yapabilmektir. Ama öyle büyük kırınımlar gereklidir ki bu aile çemberini kırmaya, bazen başarınızın size faydası bile olmaz. Dünya üzerinde görünmez çizgiler çekilmeden önce daha özgürdünüz. Çevresel dayatmaların kültür varsayıldığı, içinizdeki potansiyeli ve yaşamınızı tehlikeye atan yozlaşma karşınıza çoğu ülke – inançtan bağımsız olarak iyi/kötü günah/sevap gibi dayatmalarla sahip olduğunuz tek yaşamda zihninizi zincirlemeye çalışacaklardır ve işin kötü tarafı çok az kişi bu zincirlerin farkına varacaktır. Temel soru bu şekilde olmayı istiyor musunuz yoksa sadece doğduğunuzdan itibaren böyle olmanız söylendiği için size biçilen role mi uyuyorsunuz ? Belki de sadece uyuyorsunuz. Bilgi kirliliği yanında cahil kalmak için de savaşılması gereken bir dönemdeyiz, bilginin özgürlüğü sizin ne kadarını almak istediğinize bağlı olarak değişmektedir, zincirlerinizin farkına varın ve kim olduğunuz ile ortaya çıkın, yanılmak her zaman mümkündür ama bilgisizlik bir insan için kabul edilemez bir olgudur, insan içgüdülerini yitirmiş, toplu halde yaşayarak düşünceleriyle var olma savaşına giren bir canlıdır. Eğer köleliği zincirleri kabul ediyorsanız, hayvanların hayatta kalma durumu ve hakkı şüphesiz ki kendine ait bir düşüncesi olamayan, zincirlilerden daha fazladır.