Biraz dolanırsın gece, bir ıssız vakti, ufak umutlar biraz mum biraz yalnızlık ve özgürlüktür. Bir ara dalarsın masada üşenirsin ya odaya geçmeye uzanırsın yere. Hayallerin ile hataların savaşırken, bir kızılderilinin dediği gibi iyi köpek ile kötü köpek kavgaya tutuştuğunda içinde bazen ki çok bazen kendini süzersin. Neredeyim hangi zamanda, hak ettiğim yer mi (kime göre neye göre hak edildiği tartışılır). Yerde yatarsın aslında sokakta yatsan daha faydalı olacak o da tatmin eder işte. Hayatta anlamadığım şeyi söyleyeyim, başarılı mıyım evet aileme ve arkadaşlarıma göre, peki kendime ? Yaşadığımız hayat bazen bizden başka herkesi mutlu eder ama ufak bir şey eksiktir ya, işte onu ararız yerde yatarken. Duvarda mum dans eder, düşünceler bulut misali onlara anlam yükler ve hayatı ölçme cüretinde bulunur, o yerde.. Ve bakarsın, tartarsın. Kazanmışsındır ama kaybetmişsindir. Hayallerinden uzak, savaşı iyi köpek kazanmış ve kendin dışındaki herkes mutlu olmuştur. Ve sabah unutursun bir daha ki mum ve yerde uyumaya kadar. Ve yine iyi köpeğin kazandığını görürsün yine söversin kendine artık değişecek hayallerim dersin ama vuramazsın o iyi köpeği. Sadece yanındakiler bilir o hırçın yanını ve uysallığını, kendin olamazsın onlar da öldürür o kötü köpeği hep ya yarın vardır ya sonrası , ya aile ya geleceğin hiç biri olmazsa belki hiç olmayacak çocuğun için hayatını satarsın o iyi köpeğe ve iyi bir köpek olursun sen de herkesi memnun eden, kendini hırsıza sevdirecek kadar cana yakın iyi bir köpek. Bu döngü, her mum ışığında üstünde toprak ararsın ama iyi köpek olmaya devam edersin. Bir gün özgürleşeceğiz ve hayatımız iyi köpeği öldürdüğümüz gün başlayacak aslında. Başkaları yerine kendimizi mutlu ettiğimiz gün, ve güneş doğarken okkalı bir küfür savurup bugünümü çalamayacaksın dediğimiz gün özgür olacağız. Ve bir gün yerde uyuyacağız, hayallerimiz mum ışığında sönerken, pişmanlıklarımıza söverken kalkmamak üzere yerde uyuyacağız…