Değişkendir hayat, yolda olmaktır bir bakıma doğumdan sona geçen süre. Kimi başkası için yoldadır, kimi kendisi için. Bir şekilde yoldayızdır oysa. Kimisi rüzgarı hissetmeyi sever, kimisi rüzgardan korunmayı. Günü kurtarmak mı yoksa yarını kurtarmak mı? Yarın var olacağını bilmeden sürekli bir yarın hayaliyle tükenip gider yolculuğun. Günü kurtarmak bazen yarın aç olmaktır ama özgürlük hissi, işte bu riske girmeye değer.
İki kişi otobüs garında kuyruktadır. Öndeki kendinden emin, hayatını sattığını belli eden kravatıyla gideceği yeri bilerek bir bilet ister. Arkasındaki yaklaşır ve ilk araç nereye gidiyorsa der. Tabi bu bir örnek bazen yolda olan otobüs bulmaz, otostopla en yakın yerleşim yerine geçer. Toplum standartlarından aykırı bir durumdur bu ve çoğu o kişiyi dışlar, sadece onun kadar özgür ve cesaretli olamayacaklarını bildikleri için, bir bakıma korkarlar ondan.
Genel anlamda toplum ve aile yapısı gereği hayat standartları bellidir, hatta yaşayış sıralaması bile; okursun, askerlik ve işe girip evlenirsin. Cesareti yok ise bu döngü içerisinde ve çocuğunu da aynı döngüye hapsedecek şekilde yaşar ve yok olursun.